Yüksekova Sosyal Durum

SOSYAL DURUM

Yüksekova ilçesinde , tarihi bir yaşantı olarak kabul edilen aşiret hayatı bazı kesimlerde halen özelliğini sürdürmektedir. Köy ve zoma yaşantısı içinde henüz köy odası. dükkan, lokanta, kahvehane gibi halka açık sosyal kurumlar yer almaktadır. Ancak ilçe merkezinde bu tür halka açık sosyal kurumlar mevcut olup oldukça gelişme göstermektedir İlçe merkezinde dahi. toplum hayatını etkileyen en önemli faktör hayvancılıktır. Tabi bu durum köye nazaran bir değişikliğe uğramış. İşin içine ticaretle girmiştir. Kısacası ilçe merkezinde ikili bir geçim kaynacı mevcuttur. Toplum hayatı da bu ikili etkenin tesirinde şekillenir. Köylerde toplum hayatım tam manasıyla şekillendiren hayvancılıktır. Geçimini tamamen hayvan varlığına dayalı olan halk yaşayışını da buna uydurmak zorunda kalmıştır. Bu sebeple sabit bir yerleşme yerine bağlı kalmış, hayvanlarına ot ve su bulabilmek mecburiyetiyle, istemeyerek de olsa göçebe durumuna girmiştir. Bundan dolayı ilçede kırsal yerleşme alanlarının sayısı çok artmıştır. Göçebelik devamlı değildir. Yani on iki ayı kapsamaz,mevsimliktir. Bu sebeple göçebelikle karıştırılmaması gerekir.İlçedeki hu göçebe hareketine özel bir ad verilir, buna ZOMA denir.
Zoma yaşantısı. her yıl mayıs ayının ilk haftasında başlar. 15 Eylül'e doğru sona erer. Zoma hayatı genellikle keçi kılından yapılmış su geçirmez çadırlarda geçer. Bu çadırların büyüklüğü ailenin gelirine göre değişir. Çadırların bir kısmı 3-5 kişilik olduğu gibi bir kısmı da 50-60 kişiyi barındıracak büyüklüktedir. Yüksekova ilçesinin. sosyal yaşantısın da çok özel bir yeri olan zoma hayalı her geçen yıl değer ve önem kaybetmekledir. Hayvancılıkta fenni beslenme yerleştikten, hayvan mahsullerinin değerlendirecek tesisler kurulduktan, köy ve yayla yolları yapıldıktan ve halkın kültür seviyesi yükseldikten sonra zoma hayatı önemini kaybetmektedir.
Zoma hayatında kadının görevleri çok ağırdır. Koyun sağma, peynir, yağ ve yoğurt yapımı ile ev işleri örgü dokuma gibi el sanatları tamamen kadına aittir. Erkekler zoma hayatında. kadınlara nazaran daha rahat bir hayat sürerler. Onlarında görevleri koyunların otlatılmasına nezaret etmek,hayvansal ürünlerin nakil ve satışı ile uğraşmak ve zomanın onurunu korumaktır Yüksekova ilçesinde madeni hizmet araçlarından halkın ilçe halkının tümü faydalanmaktadır. Bunun yanında, ilçe köylerinin hemen hemen %90 ı elektrik, yol, acil sağlık ve P.T.T. hizmetlerinden faydalanmaktadır. Bu tür medeni hizmetlerden faydalanmayan köylü oldukça az olup bunlara da bu tür hizmetler götürülmekte ve üzerinde çalışmalar sürmektedir.
Bugün ilçe merkezinin hemen hemen %90 nın yolu suyu elektriği ve telefonu mevcuttur.İlçe merkezinde devlet hastanesi. 6 köyünde de sağlık ocağı bulunmaktadır. Bu konuda ilçede büyük önem taşımaktadır. Sofralar oldukça zengin bir yapıya sahiptir. Masada yemek daha yeni görülmektedir. Buda ancak ilçe merkezinde görülür. Sofralar geniş, bir sofra bezi, muşamba veya tepsilerde kurulur. Fazla yabancının bulunması halinde sofrada sadece kekler, yemekler yenildikten sonra sofra toplanır, kadın kız ve çocuklar için evin diğer bir bölümüne geçilir. Yörede yemek sofrasında. o yörenin büyükleri sofraya gelmeden birisi gelemez. Sofra kurulduktan sonra ev sahibi en büyük olarak buyur dedikten sonra sıra ile sofraya oturulur. Yemekte çatal kaşık kullanılır. Bıçak kullanma alışkanlığı sofraya girmemiştir. Sofralarda bazen bir tabakla bir kişi aynı tabaktan yemek yerler. Yörede sofra kurulduktan sonra yemekler tek tek gelmez. Tüm yemekler getirildikten sonra buyur edilir. Başlık konuşu sadece köylerde mevcuttur. Merkezde hemen hemen kalkmış durumdadır. Başlıkla beraber, bazı giyim eşyaları ve hediyeliklerde düğünün bu bölümünde alınmaktadır. Başlık kesildikten sonra kız tarafı erkek tarafından geleneklerin hatırına bir miktar para bağışlar. Buna HATIR VERME denir. Eksik görülmesi halinde bu paranın üstü tamamlanır. Bu sıra bir nevi pazarlık havasında gider.Küsmeler darılmalar, hatta bu işten çekilmeler bile olabilir.
DÜĞÜNLER
Bu yörede evlenme çağı çok genç yaşlara isabet eder. Genellikle evlenen gençlerden kızlar erkeklere göre daha az yaşlı veya eşit yaşta olabilirler. Evlenme yaşı genel olarak 15-16 erkeklerde 18-19 yaşlarında olabilir. Evlenmelerde genellikle kız ve erkek taraflarının denkliği çok önemlidir. Çoğu zaman genç kız ve erkeğin birbirlerini sevmeleri halinde durum bozulmaktadır. Evlenme işleri köylerde görücü usulü olarak yapılmaktadır. Bu ilçe merkezinde yavaş yavaş kalkmaktadır. Gençlerin anne, baba veya yakınlarının tesiri altında oldukları görülmüştür. Kız ve erkek koyun sağma yolunda çeşmede veya diğer iki gencin evlenmesinde görülmektedir. Düğünler erkekli kızlı olduğundan ve mahalli karma oynandığından bu olanak burada oldukça fazladır. Evlenen gençlere genellikle anneleri aracı olurlar. Babaları haberleri yokmuş gibi görünürler. Ancak bunu kısa aralıklarla takip ederler. Eğer oğlan tarafı kabul öderse düğün hazırlıklarından önce oğlan tarafından göndereceği bir haberle başlar, buna yörede kasıt denir. Kasıt elçi anlamına gelir. Kızın istenmesine zemin hazırlar. Önce bir zat görevlendirilir. Bu kişi önce kızın ailesine iletilmesinde vesile olur. Bu kızın ailesine yakın akrabaları tarafından iletilir. Kızın annesi tarafından kıza iletilir. Kabul edildiği takdirde kız ailesi tarafından kıza iletileceği gibi aynı silsile ile erkek taratma iletilir. Oğlan tarafı buna dayanarak kızı ister. Haberciden olumlu haber alındıktan sonra sonra oğlan hatırı sayılır birkaç kişi ile kız evine varır. Bir müddet sohbet edildikten sonra, kız tarafının en büyüğüne veva kız babasına "Allahın emri, peygamberin kavliyle kızınız (ismi ile hitap eder) filancanın oğluna istenmeye münasip gördük" ne buyurursunuz der."kızın babası geleneklere uyarak büyük bir saygı ve iltifat duyarak kızımız yolunuza fedadır, der. ardından şerbetler içilir. Bu bir kabul demektir. O topluluktan erkek tarafından olan güveye yakın bir zat yerinden kalkarak kızın babasının veya babasının gösterdiği zatın dini öper.
NİŞAN
Kız istemeden sonra kızın nişanlanacağı, kız tarafına bildirilir. Oğlanın annesi yoksa yakınlarında biri birkaç kadınla, kız evine gider. Kıza yüzük ve takılar takarak, nişan yaparlar. Bunun yanında erkek tarafından kız taratma kat kumaş ve benzeri hediyeleri verilir,
TURİZM
Irak ve Iran'a komşu olan ilçemizde Cento'nun ortak bir çalışma sonunda meydana getirdiği standart bir karayolu, Esendere sınır kapımızdan İran'a ulaşmaktadır. Komşu İran devletinin iki sınır kapısından biri olan Esendere yolunun bu ilçemizden geçmesi turizm yönünden büyük önem taşımaktadır. Bu durumu dikkate alan Yüksekova kaymakamlığı ve özel sektör ilçede turistik tesis yaptırıma girişmiş bulunmaktadır. İlçemizin turistik değerinin son yıllarda anlaşılması sonucu gelen yerli ve yabancı turistlerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır.Türkiye'nin en doğu uçunda bulunan dolayısıyla Irak ve İran'a komşu olan Yüksekova ilçesini özellikle Türkiye-İran turist yolunun geçtiği Esendere sınır kapısından gelenlerin sayısı fazladır. İlçe merkezine gelen turistler ise gezi inceleme, va yapma, Cilo ve Sat göllerine giderek çeşitli konulurda bilimsel araştırmalara yapmak eğilimi ve sistemi ile gelen turistlerdir. Bu sırada bazı tarihi eser meraklısı turistlerin geldiği tespit edilmiştir. Cilo- Sat dağlarına "Türkiye'nin Himalayaları" denir. Daima karlı tepeleri, buzul gölleri yer yer hırçın tabiat güzellikleri içinde insanoğlunun meydan okuyan bütün bu manzara yurdumuzun bir başka köşesinde kolay kolay bulunmayacak değerlerdir.
TARİHİ VE TURİSTİK YERLER
Türk tarih Kurumu Uzmanlarının adım adım dolaşarak 1938’de Cilo ve Sat Dağları’nın Geveruk Vadisi’nde rastladıkları “Kaya resimleri” Yüksekova yöresinin tarihi değerini arttırmıştır. Yüksekova ilçesinin batı ucunda Büyükçiftlik köyünün doğu istikametinde Büyükçiftlik-Kadıköy yolu üzerinde Derav (Melik) köyünde büyük bir şehir harabesi ve kale kalıntısı vardır. Burasının Urartu’lara ait Kadim Musaşir şehri olduğu kuvvetle muhtemeldir. Yüksekova’da Dara köyü gibi daha başka önemli yerler vardır. Musaşir, Urartu tarihinde mühim bir merkez olduğundan şehir kalıntılarının yapılacak kazılar sonucunda bulunması mümkündür. Köprücük Köyünün ortasındaki tepede uzun dikdörtgen planlı iki bölümlü bir kilise kalıntısı vardır. Duvarlar düzgün, koyu renkli taştandır. Yan duvarlardaki yarım payeler tonuz örtüyü taşımaktadır. Kapının üstünde bezemeli bir taş vardır. Asur saldırılarına karşı haber alma kuleleri ya da yaylaya çıkan sürüleri korumak ve yayla güvenliğini sağlamak için yapılmış küçük savunma kütleleri olduğu sanılan dirheler ise Yüksekova’nın Tirişin yaylasında bulunmaktadır. Henüz çıkılmamış daha bir çok dorukları olan Cilo ve Sat dağları Türkiye’nin en yüksek dağlarından olup bütün dağcılar ve tabiat sevenlerce gezilip görülmeye ve zahmeti çekilmeye değer yerlerdir.

Yüksekova Ticaret ve Sanayi Odası © | Tüm Hakları Saklıdır | 2017